باب
قضاء الدين
قبل الميراث
4- Miras Paylaşımından
Önce Ölünün Borcunun Ödenmesi
وذكر اختلاف
ألفاظ
الناقلين
لخبر جابر فيه
أخبرنا عبد
الرحمن بن
محمد بن سلام
قال حدثنا إسحاق
وهو بن يوسف
الواسطي
الأزرق قال
حدثنا زكريا
عن الشعبي عن
جابر أن أباه
توفي وعليه
دين فأتيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقلت يا
رسول الله إن
أبي توفى
وعليه دين ولم
يترك إلا ما يخرج
نخله ولا يبلغ
ما يخرج نخله
ما عليه من
الدين دون
سنتين فانطلق
معي يا رسول
الله لكيلا
يفحش علي
الغرام فأتى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يدور
بيدرا من
بيادر فمشى
حوله ودعا ثم
جلس عليه ودعا
الغرماء
فوفاهم وبقي
مثل ما أخذوا
[-: 6431 :-] Şa'bi, Cabir'den
naklediyor: Babam borçlu olarak vefat etti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'e gidip "Ya Resulullah! Babam borçlu olarak vefat etti. Geriye de
bu hurmalığı bıraktı. Bu hurmalıkta borcu ancak iki senede kapatır,
Alacaklıların bana bir kötülük etmemeleri için beraber gidelim" dedim.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) benim harmanlardan bir harmana geldi
ve etrafında yürüyerek dua etti. Sonra oturup alacaklıları çağırdı ve onlara
olan borcu ödedi. Aldıkları kadar da ben de kaldı.
Mücteba: 6/245; Tuhfe:
2344
أخبرنا علي
بن حجر قال
حدثنا جرير عن
مغيرة عن
الشعبي عن جابر
قال توفي عبد
الله بن عمرو
بن حرام قال
وترك دينا
فاستشفعت
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم على
غرمائه أن
يضعوا من دينه
شيئا فطلب إليهم
فأبو فقال لي
النبي صلى
الله عليه
وسلم اذهب
فصنف تمرك
أصنافا
العجوة على
حدة وعذق بن زيد
على حدة
وأصنافه ثم
ابعث إلي قال
ففعلت فجاء
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فجلس في
العلا أو في
أوسطه ثم قال
كل للقوم قال
فكلت لهم حتى
أوفيتهم ثم
بقي تمري كأن
لم ينقص منه شيء
[-: 6432 :-] Şa'bi, Cabir'den
naklediyor: Abdullah b. Amr b. Haram borçlu olarak vefat etti. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'den alacaklıların borçtan bir şeyler indirmeleri için aracı
olmasını istedim. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) alacaklılardan öyle bir
şey istedi, ama kabul etmediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de
bana:
"Git hurmalarını
sınıflara ayır, acveyi bir yere, salkımları bir yere ayrı ayrı topla ve bana
haber ver" buyurdu. Ben de öyle yaptığımda Resulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem) geldi, en yüksek yerde -veya- orta yerde oturdu ve:
"Alacaklılara ölç ve ver" buyurdu. Ben de ölçerek borcu ödeyene kadar
alacaklılara verdim. Hurma yığınları sanki hiç eksilmemişti.
Mücteba: 6/245; Tuhfe:
2344
أخبرنا
إبراهيم بن
يونس بن محمد
الطرطوسي حرمي
قال حدثنا أبي
قال حدثنا
حماد عن عمار
بن أبي عمار
عن جابر بن عبد
الله قال كان
ليهودي على
أبي تمر فقتل
يوم أحد وترك
حديقتين وتمر
اليهودي
يستوعب ما في الحديقتين
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم هل لك أن
تأخذ العام
بعضه وتؤخر
بعضه فأبى
اليهودي فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم هل لك أن
تأخذ فأحضر
الجداد فآذني
فآذنته فجاء
هو وأبو بكر
فجعل يجد
ويكال من أسفل
النخل ورسول الله
صلى الله عليه
وسلم يدعو
بالبركة حتى
وفينا جميع
حقه من أصغر
الحديقتين
فيما يحسب عمار
ثم أتيتهم
برطب وماء
فأكلوا
وشربوا ثم قال
هذا من النعيم
الذي تسألون
عنه
[-: 6433 :-] Cabır b. Abdillah
anlatıyor: Yahudi bir adamın babamdan hurma alacağı vardı. Babam Uhud'da şehid
olmuş ve geriye iki hurma bahçesini bırakmıştı. iki bahçedeki hurmalar
Yahudi'nin alacağını ancak karşılıyordu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) Yahudi'ye: "Bu sene alacağının bir kısmını alıp ikinci sene de
diğer kısmını alsan olur mu?" diye sordu. Yahudi bunu kabul etmeyince,
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Ey Cabir!
Hurmaları toplayacağın zaman bana haber ver" buyurdu. Ben de dediği gibi
yapıp haber verince Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile Ebu Bekr geldi
ve benimle hurmaları en alttan toplamaya ve ölçmeye başladılar. Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem) hurmanın bereketlenmesi için dua ediyordu.
Ammar'ın hesab ettiği borcu iki bahçenin küçük olanından ödedik. Sonra
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ve Ebu Bekr'e yaş hurma ve su
getirdim. Yediler içtiler ve: "İşte bunlar (hurma ve su) ahirette hesaba
çekileceğiniz şeylerdendir" buyurdu.
Mücteba: 6/246; Tuhfe:
2501
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (2127, 2395, 2396, 2405, 2601, 2709, 2781, 3580) Ebu Davud (2884), İbn Mace
(2434), Ahmed, Müsned (14359) ve İbn Hibban (6536, 7139) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا محمد
بن المثنى عن
حديث عبد
الوهاب قال
حدثنا عبيد
الله عن وهب
بن كيسان عن
جابر بن عبد
الله قال توفي
أبي وعليه دين
فعرضت على
غرمائه أن
يأخذوا
الثمرة بما
عليه فأبوا ولم
يروا أن فيه
وفاء فأتيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فذكرت
ذلك له قال
إذا جذذته
فوضعته في
المربد فآذني
فلما جددته
فوضعته في
المربد أتيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فجاء
ومعه أبو بكر
وعمر فجلس
عليه ودعا
بالبركة ثم
قال ادع
غرماءك
فأوفهم قال
فما تركت أحدا
له على أبي
دين إلا قضيته
وفضل لي ثلاثة
عشر وسقا
فذكرت ذلك له
فضحك وقال ائت
أبا بكر وعمر
فأخبرهما ذلك
فأتيت أبا بكر
وعمر فأخبرتهما
فقالا قد
علمنا إذ صنع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ما صنع
أنه سيكون ذلك
[-: 6434 :-] Cabır anlatıyor: Babam
borçlu olarak vefat etti. Alacaklılara borca karşılık hurmaların hepisini
almalarını teklif ettim, ama hurmaların borcu karşılamayacağını görerek teklifi
kabul etmediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gidip durumu Ona
anlattığımda: "Hurmaları toplayıp harmana koyduğunda beni çağır"
buyurdu. Hurmaları toplayıp harmana koyduğumda, Resulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem)'e haber verdim. Beraberinde Ebu Bekr ve Ömer'le harmana geldi. Sonra
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) oturup bereket için dua etti ve:
"Alacaklıları çağır da borcunu öde" buyurdu. Babamdan alacaklı olan
herkese alacağını verdim. Bana da onüç ölçek arttı. Bu durumu Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem)'e anlatınca güldü ve: "Ebu Bekr ve Ömer'e gidip bu
durumu haber ver" buyurdu. Ebu Bekr ve Ömer'e gidip onlara da durumu
söylediğimde: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dua ettiğinde böyle
olacağını bilmiştik" dediler.
Mücteba: 6/246; Tuhfe:
3126
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (2127, 2395, 2396, 2405, 2601, 2709, 2781, 3580) Ebu Davud (2884), İbn
Mace (2434), Ahmed, Müsned (14359) ve İbn Hibban (6536, 7139) rivayet
etmişlerdir.